Hatay Baro Başkanı Av. Hüseyin Cihat Açıkalın’ın paylaştığı açıklama da şunlar kaydedildi: “27 Mayıs 2021 tarihinde basına yansıyan görüntü ve haberlerden; Van İli Gürpınar İlçesi Yurtbaşı Mahallesi’nde kurulmak istenen mermer ocağına karşı Anayasa ve AİHS’den kaynağını alan protesto haklarını kullanan yurttaşların dağıtılmasına yönelik zor kullanıldığı, yurttaşların darp edildiği, havaya yoğun derecede ateş edildiği ve gaz bombalarının kullanıldığı gözlenmiştir. Yaşam alanlarımız ve doğamızın giderek artan biçimde yoğun tahribata maruz bırakılması, bizleri büyük bir endişeye sevk etmektedir. Doğaya ve yaşam alanlarına yönelik bilim dışı bir şekilde gerçekleştirilen rant odaklı müdahaleler, geleceğimizi ipotek altına alarak, insan sağlığını ve tüm canlıların yaşamını büyük bir tehlikeyle karşı karşıya bırakmaktadır. Türkiye’de çevre hakkı konusunda yaşanan süreç, Anayasa’nın 56. maddesiyle koruma altına alınan ‘Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir’ hükmünün fiilen ortadan kaldırıldığı bir sürece evrildiğinden, geleceğimiz açısından tehlikeli bir dönemece işaret etmektedir. Van İli Gürpınar İlçesi Yurtbaşı Mahallesi’nde kurulmak istenilen mermer ocağına karşı yöre halkının Anayasa ve AİHS’den kaynağını alan protesto haklarını kullanmaları ise anlaşılmaz biçimde savaş alanlarını andıran bir müdahaleyle karşılık bulmuş, havaya yoğun bir şekilde ateş edilmek ve gaz bombaları atılmak suretiyle ortaya çıkan tablo, yoğun hak ihlalleri yaşanmasına neden olmuştur. Üzerlerinde “son kullanım tarihinden sonra kullanılması tehlikedir” ibaresi olmasına rağmen kullanılan gaz bombalarının son kullanma tarihlerinin geçmiş olması da evrensel hukuk kurallarına aykırı olarak yapılan müdahalenin amacının da tartışılmasına sebep olmaktadır. Biz aşağıda imzası bulunan Barolar; Van İli Gürpınar İlçesi Yurtbaşı Mahallesi’nde yapılmak istenen mermer ocağı projesine ve benzer biçimde yurdun dört bir yanındaki insan sağlığına, doğaya ve tüm canlılara yönelik tehlike barındıran projelere son verilmesini, doğamıza ve yaşam alanlarımıza yönelen rant odaklı politikalardan vazgeçilmesini, yurttaşların en temel haklarından biri olan protesto hakkının güvence altına alınmasını ve yöre halkının zararları giderilerek kendilerinden özür dilenmesini talep ediyoruz.”