Yaklaşık 1 yıl sonra 6 yaşında bir erkek çocuğa evlerinin kapısını açan Güneş ailesinin, 3 yıl sonra da ikinci erkek çocukları dünyaya geldi. Gültekin Güneş, 2019 yılında yine müracaat ederek 6 yaşında bir erkek çocuğu daha koruyucu aile olarak evlerine aldı. İki çocuğunun biyolojik babası Gültekin Güneş, koruyucu ailesi oldukları diğer iki çocuğuna da birbirlerinden ayırt etmeden babalık yapıyor. Gültekin Güneş, koruyucu aile olmaya henüz nişanlıyken karar verdiğini ve o yıllarda eşine durumu anlattığını ve eşinin de büyük desteğiyle koruyucu ailelik için başvuru yaptıklarını belirtti. Bu kararında yurtta büyümesinin etkili olduğunu vurgulayan Güneş, “Ben yurttayken yaşadıklarımı eşime anlattım. O zamanlar bizi almaya gelen aileler oluyordu. O dönemde içimizden birisini seçip götürüyorlardı. Biz alınmayınca üzülüyorduk. Bu durumu eşime anlatınca, ‘Biz neden almayalım?’ dedik.” diye konuştu. Güneş, ilk çocukları doğduktan sonra 2015 yılında başvuru yaptıklarını belirterek, “1 yıl sonunda ilk çocuğumuzu aldık. Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ile bağımızı hiç koparmadık. Sürekli iletişim halindeydik. Bize bir çocuk daha önerdiler, çok uyumlu bir çocuk olduğunu söylediler. Bu sırada ikinci çocuğumuz da olmuştu. ‘3 olacağına 4 olsun’ dedik ve 2 yıl önce diğer çocuğumuzu aldık.” ifadesini kullandı. Çocukları aldıktan sonra çevredekilerin kendilerine bakışının olumlu anlamda çok değiştiğini anlatan Güneş, “Kelimelerle tarif edilebilecek bir durum değil. Çok büyük heyecanlar yaşadık.” dedi. İki öz evlatlarından diğer iki çocuklarını hiç ayırt etmediklerini vurgulayan Güneş, eşinin de bu konuda kendisine çok büyük destekçi olduğunu dile getirdi. Güneş, koruyucu aile olmak isteyenlere tavsiyelerde bulunarak, şunları kaydetti:
“Hem baba hem de annenin koruyucu aile olmak isterken hemfikir olmaları gerekir. En önemli detay bu. Kesinlikle ailelere tavsiye ederim. Bizim de tavsiye ettiğimiz çok oluyor. Müslüman bir ülkede yaşadığımız için herkesin bu konuda özverili olması gerekir. Özellikle çocuğu olmayanlar için bunu çok öneriyoruz. Tabi çocuğu olanlar için de öneriyoruz. Ben de yurtlarda büyüdüğüm için orada yaşanan sıkıntıları biliyorduk. Önceki dönemde şartlarımız çok zordu. Bir çocuğun bir aileye kavuşturulması çok çok güzel bir şey. Annesiz babasız büyümektense bir yuvaya kavuşması her şeye bedel. Bu çocukları sahipsiz bırakmamak gerektiğini düşünüyorum. Koruyucu baba olmak ile fizyolojik baba olma duygusu arasında hiçbir fark yok. Hiçbirini birbirinden ayıramıyorsunuz.”