TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı, AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, “Sosyal ağ sağlayıcıların kağıt üzerinde muhataplıkları var ancak fiilen bir ofis, adres ve çalışan bulundurmak gibi durumları yok. Bir muhatabımız yok.” dedi.
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu, Yayman başkanlığında toplandı.
Yayman, dijital çağın başladığını, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının, bu süreci en az 10 yıl daha erkene çektiğini söyledi.
İletişimdeki gelişmelerin baş döndürücü şekilde devam ettiğini vurgulayan Yayman, bu sürecin davranış kalıplarını değiştirdiğini ifade etti.
Yakın zamanda bazı sosyal ağlarda bağlantı sorunlarının yaşandığını anımsatan Yayman, bunun çok önemli sorunlara yol açtığını, kişisel verilerin çalınması endişelerinin doğduğunu, bu noktada yerli uygulamaların öneminin arttığını belirtti.
Hüseyin Yayman, sosyal medya üzerinde teyit edilmemiş ve asılsız bilgilerin kısa sürede paylaşıldığına, bunun kamu düzeninin bozulmasına gidecek kadar olumsuz sonuçlar doğurduğuna işaret etti.
Saptırılan gerçekler üzerinden yapılan paylaşımların toplumun kutuplaşmasına hizmet ettiğine dikkati çeken Yayman, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dijital dünya, siyasetin ve partilerin üstünde bir konudur. Bu konuda ortak akıl ve demokratik kültür çerçevesinde adımlar atılması gerekiyor. Toplumda da önemli bir farkındalık oluşmuştur. Sokağın, sosyal medyadaki tartışmalara ilişkin rahatsızlığı var. Bu alanda bir düzenin ve standardın sağlanması konusunda sokağın bir talebinin olduğunu görüyoruz. Evrensel normları ıskalamadan, demokratik değerlerden vazgeçmeden bir düzenleme yapılması gerekir. Kişisel verilerin Türkiye’de kalması ve kamu düzeninin sağlanması gibi ulusal güvenlik sorununa dönüşen konularda, TBMM’nin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekir.”
“Bunu istemek en doğal ve demokratik hakkımızdır”
Yayman, sosyal medyanın, başlangıçta düşünce ve ifade özgürlüğünün sağlandığı önemli bir alan olarak ortaya çıktığını, ancak gelinen noktada yapıcı etkisinden çok yıkıcı etkisinin görüldüğünü dile getirdi. Daha önce sosyal ağ sağlayıcıların, Türkiye’de temsilci bulundurmasını zorunlu kılan yasal düzenleme yaptıklarını hatırlatan Yayman, “Sosyal ağ sağlayıcıların kağıt üzerinde muhataplıkları var ancak fiilen, bir ofis, adres ve çalışan bulundurmak gibi durumları yok. Bir muhatabımız yok. Hem TBMM hem de komisyon olarak bu sosyal ağların; Almanya, Fransa, İngiltere ve ABD’de nasıl fiziken ve yönetsel olarak muhataplıkları, ofisleri ve bir adresleri varsa aynı şekilde Türkiye’de de bu temsilciliklerin fiziken olmasını istiyoruz. Bu konu üzerinde hassasiyetle duruyoruz. Sosyal ağ kullanan sayısının çok olduğu bir ülke olarak, bunu istemek en doğal ve demokratik hakkımızdır.” diye konuştu. Yayman, önümüzdeki günlerde Facebook başta olmak üzere diğer sosyal ağ temsilciliklerini dinleyeceklerini belirtti.
“Bu düzenleme bir sansür yasası olmayacaktır”
Sosyal medyaya ilişkin yasal düzenleme çalışmalarının sürdüğünü bildiren Yayman, “Bu düzenleme bir sansür yasası olmayacaktır. Almanya, Fransa’da nasıl bir uygulama varsa, demokrasi-güvenlik dengesi içerisinde, kamu güvenliğini bozmadan, kişisel hakları koruyarak bir düzenleme yapılması gerektiğine inanıyoruz. Buna TBMM ve komisyonumuz öncülük edecektir. Bu ulus aşırı sosyal ağların, kendilerini hukukun, parlamentoların, siyasetin üzerinde görmelerini, TBMM’nin, mahkemelerin ve yürütmenin yerine koyarak karar almalarını doğru bulmuyoruz. Bu konu, gençlerimiz ve çocuklarımız açısından da çok önemlidir.” değerlendirmesinde bulundu.
İnternet yayıncılarının sıkıntısı olduğuna işaret eden Yayman, düzenlemenin Basın Kanunu’nda değişiklik içereceğini vurguladı.
Yayman, pazı platformlarda reyting ve reklam kaygısıyla yayımlanan ve özellikle de gençler tarafındın izlenen dizilere de dikkati çekerek, bu konuyu kamuoyunun dikkatine sunduğunu söyledi.
“Konu kapalı kapılar arkasında ele alınmamalı”
HDP Ağrı Milletvekili Abdullah Koç ise sosyal medyaya ilişkin düzenlemenin bütün toplumu ilgilendirdiğini, bu nedenle her kesimden temsilcilerin yasa yapma sürecinde yer alması gerektiğini ifade etti.
İYİ Parti Ankara Milletvekili Ayhan Altıntaş da teknolojinin çok hızla ilerlediğini, bu ilerlemeye Türkiye’nin de katkı sağlaması gerektiğini kaydetti.
Altıntaş, bu süreçte ezberci eğitim sisteminin ortadan kalktığını, verileri analiz edecek bir eğitim anlayışının öne çıkarılması gerektiğini dile getirdi.
CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz ise salgın sürecinde teknolojinin hızla geliştiğini ve toplumsal dönüşümün önüne geçtiğini belirtti.
Yavuzyılmaz, “Sosyal medya ile yapılması düşünülen düzenlemeyle ilgili, komisyonun AK Parti’li milletvekillerinin çok aktif görev alması, muhalefet partili milletvekillerinin de yasa yapma sürecine dahil edilmesi gerekir. Bu zarar getirmez, çok faydalı olacaktır. Konu kapalı kapılar arkasında ele alınmamalı, toplum da tartışmalara katılmalı. Bir düzenleme yapılacağı konuşuluyor, üst başlık konuşuluyor ama alt başlık konuşulmuyor. Ne getirmek istiyorsunuz? Dezenformasyona hayır, ama konunun ifade özgürlüğüyle çatışan yanları da var.” diye konuştu.
