Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde 1 Ocak 2014’te MİT tırlarının durdurulması olayında jandarmaya ihbarda bulunduğu belirlenen ‘FETÖ imamı’ Mustafa İlhan, memleketi Ordu’da yakalandı.
Hatay Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Kırıkhan ilçesinde durdurulan MİT tırları olayına karışan firari “Ali” kod adlı Mustafa İlhan’ın (37), memleketi Ordu’daki bir evde saklandığını belirledi.
Ordu’ya giderek operasyon yapan ekipler, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs”, “Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek” suçlarından aranan Mustafa İlhan’ı gözaltına aldı.
Hatay’a getirilip Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesinde sorgulanan FETÖ imamı İlhan, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Sorgusunda FETÖ/PDY üyeliğini kabul eden İlhan, Kırıkhan’da durdurulan MİT tırlarını kendisinin ihbar ettiği, Hatay’da jandarmadan sorumlu “mahrem imam” olduğu itirafında bulundu.
Darbe girişimi sonrasında öğretmenlik görevinden ihraç edilen şüpheli Mustafa İlhan, FETÖ’yle 1998’de gittiği dershanede tanıştığını söyledi.
Mahrem imam olarak örgüt üyeleriyle çeşitli oyun programları üzerinden iletişim kurduğunu,
sorumluluğundaki askerlerle pastane veya parklarda görüştüğünü anlatan şüpheli İlhan, Adana, Mersin, Hatay, Osmaniye illerinin jandarma bölge imamı olduğunu öne sürdüğü “Halil Müdür” kod isimli kişinin ise kendisinin üstü konumunda bulunduğunu söyledi.
“Telefon kulübesinden arayıp ihbar et”
Kırıkhan’da MİT tırlarının durdurulması olayından bir gün önce “Halil Müdür” kod adlı şahsın kendisini iki kez aradığını ancak çağrıyı görmediğini belirten İlhan, “1 Ocak 2014’te arkadaşlarımla çay bahçesinde okey oynamaya gittim. O sırada Halil Müdür kod isimli şahsın bana vermiş olduğu tuşlu telefonum çaldı. Ben telefona baktığımda Halil Müdür arıyordu. Arkadaşlarımın yanından ayrıldım, telefonla konuşmaya başladım. Halil Müdür, ‘Seni aradım gördün mü’ diye sordu, ben de gördüğümü söyledim. Halil Müdür, ‘Bana niye dönmedin’ diye sordu ve nerede olduğumu sordu. Ben de yerimi söyledim. Bana ‘hemen eve geç beni ara’ dedi. Eve geçip ‘Halil Müdür’ kod adlı şahsı aradım. Telefonda bana ‘Reyhanlı’dan Hassa yönüne içinde silah ve mühimmat bulunan, terör örgütlerine giden bir tır olacak’ dedi. Şu an hatırlamadığım 2 tırın plakasını verdi. Ben ‘Hangi terör örgütüne gidiyor’ diye sordum. Bana ‘PKK terör örgütüne gidiyor’ diye cevap verdi. Ben de ‘Bilgiyi nereden aldınız’ diye sordum, ‘O da bende kalsın’ diye cevap verdi. ‘Bu silahların terör örgütüne gitmemesi lazım, bunu senin ihbar etmen gerekiyor’ dedi. Ben de ‘tamam’ dedim. Halil Müdür bana ‘Ancak ihbarı benim söylediğim şekilde yapacaksın, ihbarı senin yaptığının belli olmaması lazım’ dedi. Telefonda, ‘Söylediklerimi iyi dinle, bir daha tekrar etmeyeceğim’ dedi. Bana ‘Güneş gözlüğünü gözüne takacaksın, telefonunu yanında götürmeyeceksin, evde bırakacaksın, kendi aracınla gitmeyeceksin, dolmuşla gideceksin, Habib-i Neccar Camisi’nin orada, köşede telefon kulübesi var, buradan arayabilirsin’ şeklinde şeyler söyledi.”