Hatay’ın İskenderun ilçesinde 6 Şubat depremlerinde yıkılarak 14 cana mal olan MCG Tower davasında sanıklar birbirini suçladı. Statik proje mühendisi Mehmet Yılmazlar, “Benim çizdiğim projeye göre inşa edilseydi bina yıkılmazdı” diyerek savunma yaptı. Mahkeme, yeni bir bilirkişi raporu alınmasına hükmetti. Hatay’ın İskenderun ilçesinde, 6 Şubat 2023’te meydana gelen yıkıcı depremlerde çöken ve 14 kişinin hayatını kaybettiği MCG Tower davasında, 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde beşinci duruşma görüldü. Duruşmaya yine çarpıcı savunmalar ve karşılıklı suçlamalar damga vurdu. Proje mühendisi: “Benim projem esas alınmadı” Statik proje mühendisi Mehmet Yılmazlar, duruşmada yaptığı savunmada sorumluluğu reddederek, “Ben proje çizdim ama uygulama farklı yapıldı. Kazılar sırasında jeoground zemin zarar gördü. Bu da binanın çökmesine neden oldu. Projem baz alınsaydı, bu felaket yaşanmazdı” dedi. “Benim anlım açık” ifadeleriyle kendini savunan Yılmazlar, diğer sanıkları işaret etti. Tüm sanıklar asli kusurlu bulundu
Dosyaya yeni giren bilirkişi raporunda 13 sanığın tamamı için “asli kusurlu” değerlendirmesi yapıldı. Buna rağmen sanıkların hiçbirinin tutuklanmaması, müşteki avukatlarının tepkisine neden oldu. Avukat Eren Can, “Rapora rağmen tutuklama taleplerimiz görmezden gelindi” dedi “Adalet gecikiyor, vicdanlar sızlıyor” Mağdur aileler adına açıklama yapan Avukat Eren Can, bilirkişi raporunda açıkça ortaya konulan kusurlara rağmen, sanıkların tutuklanmamasına tepki gösterdi. Can, “Bu davada herkesin görevi ihmâl ettiğini görüyoruz. Şantiye şefi olarak kayda geçen kişi, ‘Ben çaycıyım’ diyor. Bu davada trajikomik savunmalarla karşı karşıyayız” diyerek isyan etti. Üçüncü bilirkişi heyetinde hukukçu da yer alacak Mahkeme, dosyadaki çelişkili savunmalar ve önceki bilirkişi raporlarının değerlendirilmesi amacıyla üçüncü bir bilirkişi heyetinden yeni rapor alınmasına karar verdi. Bu kez oluşturulacak heyette yalnızca mühendis ve mimarlar değil, aynı zamanda bir hukukçu da bulunacak. Bu kararın ardından duruşma, 6 Kasım tarihine ertelendi. “Toplumun adalete güveni zedeleniyor”
Dava sürecinin uzaması ve hiçbir sanığın cezaevine gönderilmemesi, kamuoyunda adalet beklentisinin karşılanmadığına dair yorumlara neden oldu. Müşteki aileler, tüm kamuoyunu, meslek odalarını ve duyarlı vatandaşları süreci yakından izlemeye çağırdı. Aileler, “Bu sadece bizim davamız değil, benzer acıların bir daha yaşanmaması için bir mücadeledir” dedi. Sembol dava: ihmaller zinciri; MCG Tower davası, sadece bir binanın yıkılmasını değil, inşaat sürecinde yaşanan sistematik ihmalleri ve denetim eksikliklerini gözler önüne seriyor. Müteahhitten şantiye şefine, yapı denetiminden proje mühendislerine kadar herkesin zincirleme hataları, Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesinde ibretlik bir tablo çiziyor.
