Aşı olmayı düşünmeyenler için Türkiye Bilimler Akademisi Kanser Çalışma Grubu Yürütücüsü Prof. Dr. Taner Demirer flaş açıklamada bulundu. Prof. Dr. Taner Demirer yaptığı açıklamada, “İnsanlar aşılanmazsa bu pandemiyi yok edemeyiz” dedi.Covid19 virüsü ile mücadelede kritik öneme sahip olan aşı hakkında flaş açıklama Türkiye Bilimler Akademisi Kanser Çalışma Grubu Yürütücüsü Prof. Dr. Taner Demirer’den geldi.Aşı olmayı düşünmeyenler ve kabul etmeyenler ilginç açıklamalar yaparken Prof. Dr. Taner Demirer yaptığı açıklamada, “İnsanlar aşılanmazsa bu pandemiyi yok edemeyiz” dedi.Çinli SinoVac firmasının geliştirdiği Kovid-19 aşı adayı için gönüllü olduğunu açıklayan Prof. Dr Demirer, “Faz-3 çalışmalarına gönüllü olarak katılmaya karar verdim. Birçok arkadaşımız da katıldı. Burada denek olmak kutsal bir şey. Sonuç olarak aşının kullanılabilir hale gelip, onay alıp insanlığın hizmetine sunulması önemli. Ben de denek olarak çalışmaya katıldım ve iki doz aşı yapıldı. İlki 18 Kasım’da ikincisi de 2 Aralık’ta iki hafta arayla. Türkiye’de, Brezilya’da, Endonezya’da Çin aşısının çalışmaları birçok ülkede devam ediyor.” ifadelerini kullandı.Çin aşısının inaktive edilmiş olmasın ne anlama geldiğini de açıklayan Demirer, “Bildiğimiz zararsız bir aşı. Ölü aşıların çok büyük, beklenmedik yan etkisi olmuyor. Dolayısıyla ben çok korkmadım, ölü aşı olduğu için yaptırmaya karar verdim. Aşıyı olduktan sonra iki gün halsizlik oldu, aşı yapılan omzumda hafif bir ağrı oldu. 3’üncü, 4’üncü, 5’inci günlerde biraz üşüme ve 37 derece gibi hafif ateş oldu. Sonra bu bulgular kayboldu. İkinci aşıdan sonra hafif halsizlik hissettim, fazla bir şey hissetmedim. Başka da bir yan etki olmadı ama genellikle birçok denek arkadaş, iki gün süren bir halsizlik, bazen de aşı yapılan bölgede ağrı olduğu şeklinde beyan ediyorlar.” şeklinde konuştu. Ayrıca Prof. Dr. Taner Demirer’in açıklamalarının devamı şöyle:Bu zamana kadar yapılan açıklamalarda hem Amerika hem de Pfizer/BioNTech aşılarının yüzde 94-95 oranında etkili olduğunu gördük. Endonezya’dan bir açıklama yapıldı, Çin aşısı yüzde 97 oranında koruyuculuk/bağışıklık etkisi yarattığı yönünde. Türkiye’deki, Brezilya’daki sonuçlar da belli olunca Çin aşısının da ne kadar bir koruyuculuk sağladığını daha iyi öğreneceğiz.Bu çok ciddi bir pandemi. Biz eğer bu pandemiyi yok etmek istiyorsak aşılanmak lazım. İnsanlar aşılanmazsa bu pandemiyi yok edemeyiz. Bir toplumda yüzde 50’si, 60’ı aşılanıp yüzde 30-40’ı ‘hayır ben aşılanmayacağım’ derse o zaman bu salgın kaybolmaz. Aşılamayı çok iyi bir oranda yapmak lazım. Global bir çözüm önemli. Gidip Kuzey Amerika’yı, Avrupa’yı aşılarsınız ama Afrika’yı diğer ülkeleri aşılamazsanız o zaman yine pandemi dünyada silinmez. Adaletli bir yaklaşım şart. Eşitlik içinde fakir ülkelere de imkan sağlayarak global bir çözüm bulmak önemli burada. Esasen bu aşılarda ne kadar bağışıklık olacağı bilinmiyor. Çin aşısında da Pfizer/BioNTech’te de Amerika’nın Moderna’sında, AstraZeneca aşında ne kadar bağışıklık olacağı bilinmiyor.Bizim ‘T hücresi’ dediğimiz hafıza hücrelerimizin bunu belleğinde ne kadar süre tutacağını bilmiyoruz. Benim şahsi görüşüm; 9 ay 1 yıl gibi aşıların koruma sağlayabileceği ama nezle, influenza, grip aşılarında olduğu gibi belki bu hastalığı hafif geçirmemizi sağlayacağı. Belki bulaştırma oranını düşüreceği ve bu yönüyle de belki aşının yılda iki kez gerektiğini önümüzdeki 2 yılda net şekilde öğreneceğiz. Aşıyı tecrübe edeceğiz, ne kadar koruduğunu öğreneceğiz.