Emniyet Genel Müdürlüğü’nün geçtiğimiz günlerde yayımladığı genelge ile toplumsal olaylarda polislerin görüntü ve seslerinin kaydedilmesi yasaklandı. Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş’ın imzasıyla yayınlanan genelgede, eylemler sırasında polislerin görüntülerini ya da seslerini kaydeden kişilerin engellenmesi ve haklarında adli işlem yapılmasına karar verildiği bilgisi yer alıyor. Söz konusu genelgede, görevli polislerin ve sivillerin ses ve görüntü kayıtlarının sosyal medyada paylaşılmasının, “özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği” savunulurken, ses ve görüntü almanın da görevi yapmayı engellediği öne sürüldü. Tartışmalara yol açan genelge ile ilgili olarak dün katıldığı canlı yayında açıklama yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, genelgenin Anayasa’ya aykırı olmadığını belirtti. Anayasa’nın 20. maddesi çok açık. Herkesin kendine ait bir fikri olabilir ama bu tip tartışmalar üzerinden siyasal konumumuza göre bir değerlendirme yaparsak biraz doğruyu bulmakta zorlanırız düşüncesindeyim. Bizim yaptığımız her şeye ‘Bunlar zaten yanlış yapıyorlar, Anayasa’yı ihlal ediyorlar, hukuku ihlal ediyorlar’ bakışını düzeltme imkanımız söz konusu değildir. Kişisel Verileri Koruma Kurulu var. Biz bu kuruldan görüş almadan, değerlendirme almadan, bu konularda hiçbir adım atmayız. Burada 2 ayağı var. Birisi kişisel verileri koruma ikincisi de Anayasa’nın 20. maddesindeki özel hayatın gizliliği esasını ortaya koyar. Anayasa’ya aykırılık kesinlikle söz konusu değil. Genelge İçişleri Bakanlığı’nın değil, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün genelgesidir. Bu basın özgürlüğünü engellemez. Basın çekme özgürlüğüne sahiptir ve çeker. Sayın Kılıçdaroğlu siyasi olarak ‘bu demokrasiye aykırıdır diyebilir’ ama Sayın Kılıçdaroğlu burada bir ölçü koyabilecek bir kişi değildir. Bunun demokrasiye aykırı olup olmadığının yerleri vardır. Orada Danıştay vardır, diğer tarafta Kişisel Verileri Koruma Kurulu vardır. Güvenlik özgürlük için vardır. Kişinin hürriyetinden başka hiçbir denge söz konusu değildir. Burada ne Anayasa ne de demokrasi ihlali vardır.