Terör ve Güvenlik Uzmanı Dr. İmbat Muğlu, ABD’nin Afganistan’da büyük bir hezimete uğradığını ve ülkeyi altın tepside Taliban’a teslim ettiğini söyledi. Dr. İmbat Muğlu, Afganistan’daki gelişmeleri kaleme aldığı köşe yazısını aynen yayınlıyoruz:
Amerika 11 Eylül 2001 saldırıları sonucu terör ile mücadele kisvesi altında Afganistan’da yürüttüğü savaşı ağır bir fatura ile kapatarak ülkeyi Taliban’a teslim etti. ABD’nin adeta yangından mal kaçırırcasına Afganistan’ı terk etmesi ile birlikte bir çok bilinmezlik, soru ve sorun dünya gündeminin en önemli konusu olmaya devam ediyor. Afganistan’ın Taliban’a teslim edilmesi bazı yorumculara göre altın tepside sunum; bazılarına göre ise çok ciddi bir ön hazırlık aşamasının olduğu yönündedir. Hangi şekilde olursa olsun gerçek şu ki egemen emperyalist güçler Afganistan’da kaybetmiştir. Afgan halkının zafere ulaşması öyle kolay olmadı. Onca direnişten sonra Aralık 2014’de NATO, Afganistan’daki muharebe operasyonlarını sonlandırdı. Sonrasında ABD Başkanı Barack Obama, Afganistan’daki Amerikan askerlerinin sayısını 2014 sonuna kadar büyük ölçüde azaltacak, 2016‘da da tamamen çekecek bir plan açıkladı. Bu plan büyük tepkilerden dolayı gerçekleşmedi. Daha sonra Donald Trump ikinci kez başkan seçilmek için Afganistan’daki savaşı seçim kozu olarak kullandı ve Şubat 2020’de Taliban ile barış anlaşması imzaladı.. ABD, Afganistan’dan asker çekmeye Trump döneminde başladı. Ardında Nisan ortasında Başkan Joe Biden, Afganistan’dan hızla, tamamen ve koşulsuz çekileceklerini açıkladı. Taliban ayrıca bu süre zarfında Çin, Rusya, Pakistan, Türkiye dahil birçok ülkenin üst düzey yöneticileri ile görüşmeler gerçekleştirdi. Peki ABD ve NATO unsurlarının ülkeyi terk etmesinden sonra Afganistan’ı ne bekliyor? ABD’nin çekilmesi ile Orta Asya’da yakın tarihte yeni stratejik dengeler oluşacak. Çin, Rusya ve İran uzun süredir Taliban’la yoğun temaslar yürütüyordu. ABD’nin çekilmesi ile bu ülkelere Pakistan, Hindistan, Özbekistan gibi birçok ülke Afganistan’da, kendi ülke çıkarları için Taliban ile müzakerelere hız verdi. Taliban’la bu ülkelerin temasının devam ettiği düşünüldüğünde, tarihsel, dinsel, kültürel gibi bir çok alanda geçmişi olan Türkiye’nin Taliban ile bir araya gelmesi kaçınılmazdır. Afganistan’ın dünyaya açılan tek kapısı konumunda olan Kabil Havalimanı’nın güvenli işleyişi, uluslararası yardım kuruluşlarının insani yardımlarını ülkeye ulaştırabilmeleri için Türkiye’nin bu görevi üstlenmesi Afganistan’ın geleceği açısından çok önemlidir. Türkiye’nin Afganistan halkıyla olan yakın bağı bu görevin üstlenilmesinde belirleyici olan faktörlerden biridir. Böyle bir yakınlaşma hem Türkiye’ye hem de Afganistan’a siyasi ve ekonomik açıdan büyük fayda sağlayacaktır. Türkiye’nin Afganistan’daki varlığı, ülkenin ekonomiden güvenliğe birçok alanda daha da güçlendirmesini sağlayabilir. Bununla birlikte Afganistan’ın sosyal ve güvenlik sorunları, bölgenin birçok bölgesel/uluslararası gücün rekabet alanı olması ayrıca göz ardı edilmemesi gereken faktörlerdir. Bana göre Afganistan’ın geleceği tamamen Taliban’a bağlı. Taliban eğer geçmişteki hatalarından arınıp yeni bir mizaç, vizyon ve yöntem ile ülkeyi yönetirse Afganistan’ı yaşanabilir bir ülke konumuna getirir. Lakin aksi durumda yıllarca sürecek bir iç savaş ile karşı karşıya kalır. Ayrıca Taliban bağımsız bir Afganistan için ABD başta olmak üzere NATO müttefikleri ile Çin, Rusya, Pakistan, Hindistan ve diğer Batılı devletlerin ülkesindeki varlığının boyutunu çok iyi hesaplamalı ve ona göre ilişkiler kurmalıdır. Amerika’nın ülkeye ve yönetime müdahalesine izin verilmemelidir. Derhal geçici bir hükümet kurulmalı ve yönetim kadrosunda farklı kesimlerden insanlar yer almalıdır. Taliban tüm taraflarla görüşmeli ve ulusal uzlaşmayı sağlamalıdır. Kurulacak geçici hükümet her türlü terör örgütü hamiliğinden ve terör ihracından uzak durmalıdır. Afganistan’ın yeniden terörü besleyen bir yer haline gelmesi riskine karşı güvenlik sistemini çok iyi kurmalıdır. Kamuoyunun desteğini almak için kadın hakları başta olmak üzere toplumu rahatlatacak birçok alanda yeni adımlar atacağına dair yasal zeminler hazırlamalıdır. Kısacası günlük yaşamda sözde değil özde uygulamaları göstermesi gerekir. Taliban sonrası Afganistan’da uzlaşmaya dayalı yeni bir dönemin olması halinde, ABD’nin Suriye ve Irak’tan çekilmesi de yakın bir zaman diliminde gündeme gelebilir. Son söz her şey Taliban’ın elinde.