Samandağ Belediye Başkanı Emrah Karaçay, TOKİ projelerindeki yetki dışı uygulamaları ve halkın barınma krizini gözler önüne serdi. “Yetkimiz yok ama halkın yanında duruyoruz” diyen Karaçay, yaşanan sürecin şeffaf ve katılımcı bir şekilde yürütülmesi gerektiğini vurguladı. 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yılı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen Samandağ halkı hâlâ kalıcı barınma olanaklarına ulaşamıyor. İlçede kurulan 19 konteyner kent, geçici çözümler sunmakla birlikte artık yaşanabilirliğini yitirmiş durumda. Konteynerlerdeki nem ve çürüme sorunları, sağlığı tehdit eden koşulları da beraberinde getiriyor. TOKİ’de yetkimiz yok. Samandağ Belediye Başkanı Emrah Karaçay, TOKİ projelerinde yerel yönetimin hiçbir söz hakkı olmadığını belirtti. Yapı ruhsatlarının belediye tarafından verilmediğini, projelerin onay sürecinde de dışlandıklarını ifade eden Karaçay, “Kaymakam bile denetleyemiyor, adeta bağımsız bir cumhuriyet gibi hareket ediyorlar” dedi. Vatandaşların kendilerini yetkili zannetmesinin süreci daha da karmaşık hale getirdiğini belirtti. Rezerv alan kararları tepki çekiyor.
Rezerv alan ilanları, ilçede büyük bir toplumsal ayrışmaya neden olmuş durumda. Kimi vatandaşlar haklarını kaybetme korkusuyla tepki gösterirken, diğerleri projelerin bir an önce başlamasını talep ediyor. Karaçay, her iki grubun da taleplerini dikkate aldıklarını ve ilgili kurumlara ilettiklerini vurguladı. “Biz sadece aracı olabiliriz, iptal yetkimiz yok” sözleriyle kamuoyunda oluşan yanlış algıya dikkat çekti. Acele kamulaştırmalar halkı mağdur ediyor. Mağaracık, Vakıflı ve Hıdırbey mahallelerinde yaşanan kamulaştırma krizleri, halkın toprağını kaybetme korkusunu büyütüyor. 1500 dönümden fazla tarım arazisi acele kamulaştırma tehdidiyle karşı karşıya. Karaçay, “Bu projeleri hazine arazilerine yönlendirin” dediklerini ama özel mülkiyetle karışık bir uygulamanın yürütüldüğünü söyledi. Jeolojik engeller projeleri kilitliyor. Samandağ’daki birçok arazinin zemin sıvılaşma riski taşıması, yeni konut üretimini teknik olarak imkânsız hale getiriyor. Ayrıca çok sayıda parselin ortaklı yapısı, hak sahiplerinin uzlaşamaması gibi sorunlar da planlamaları sekteye uğratıyor. Karaçay, bu sorunların halkla birlikte ele alınması gerektiğini belirtiyor. Barınma krizi yerel çözümlerle aşılabilir.
Başkan Karaçay, kentleşmenin sadece beton bloklarla değil, halkın katılımıyla şekillendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Tarım alanlarının korunması, kültürel dokunun bozulmaması ve yerel yönetimlerin yetkilendirilmesi gerektiğini belirterek “Biz halkın taleplerini üst mercilere taşımakla yükümlüyüz” dedi. Hizmet modeli mahalle temelli yeniden inşa ediliyor. Belediyenin sunduğu hizmetler de ihtiyaca göre şekillendirilen yeni bir anlayışla düzenleniyor. Mahallelere özel hizmet üniteleri, mobil sahne projeleri ve çok amaçlı salonlar bu anlayışın ürünleri. Karaçay, “Vatandaşın ayağına hizmeti götürüyoruz” diyerek bu modele dikkat çekti. Yeni doğanlara bakım seti, cenazelerde yemek ve kefen hizmeti, üniversite öğrencilerine burs gibi sosyal yardımlar da sistematik hale getirildi. Ayrıca belediyeye ait temizlik ürünleri üretim tesislerinde üretilen malzemeler, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı 75 okula ücretsiz ulaştırılacak.