enflasyonemeklilikötvdövizhatayantakyaiskenderun
DOLAR
34,4801
EURO
36,2396
ALTIN
2.960,37
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay
Az Bulutlu
18°C
Hatay
18°C
Az Bulutlu
Perşembe Çok Bulutlu
19°C
Cuma Açık
21°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
15°C
Pazar Parçalı Bulutlu
12°C

DEZENFORMASYON YASASI NEDEN GEREKLİ?

DEZENFORMASYON YASASI NEDEN GEREKLİ?
03.07.2022
48

Yanlış bilgi ile yalan bilgi arasında ince bir çizgi bulunmaktadır. Yanlış bilgi hata ile yapılan zararlı bir bilgilendirme iken yalan bilgi kasten yapılan bir yıkıcı bir bilgilendirme türüdür. Yanlış bilgi ile yalan bilginin müeyyidesi de bu şekilde değerlendirilmektedir. İngilizcede yanlış bilgiye mis-information denir iken yalan bilgiye ise dis-information yani dezenformasyon denir.

“Misinformation” in tam Türkçe karşılığı yanlışa yolan açan bilgi ya da “yanlış bilgi” şeklindedir. Örneğin birisi size bugün 14’de olması gereken bir etkinliğin yarın saat 14’de diye iletmesi sizin etkinliği kaçırmanıza yani yanlış zamanda etkinlik alanında olmanıza sebep verebilir. Bu durum dikkatsizlik olarak isimlendirilebilir ama bu yanlış bilgi hayati bir sonuç doğuruyor ise (hekimlerin ameliyatlarda sıkça başlarına gelir) görevi ihmal gibi işten atılmaya kadar giden bir sonuç doğurabilir. İhmal de olsa işten çıkarma ile de sonuçlansa ortada bir kasıt olmadığı bilinir.

Öte yandan dis-information yani dezenformasyon (yalan bilgi) ise yıkıcı olarak tanımlanan bilgi yayılım eylemidir. Örneğin, bir mahallede küçük bir çocuğa cinsel taciz yapan kişi diye suçsuz birisinin resminin bilgi olarak sunulması buna bir örnektir. Toplumsal bir tepki ile resmi sunulan kişinin ölmesi ile dahi sonuçlanabilir. Kasıt ile adam öldürmek ile arasında çok büyük bir fark olmamasına rağmen dezenformasyon yasası gibi yasalarda açıkça belirtilmediği sürece bu tür ölümlerin failleri genelde halkı kine nefrete sürüklemek gibi suç kapsamlarında cezalandırılmaya çalışılmaktadır. Oysaki öldürmeye azmettirmek ile arasında çok ince bir çizgi bulunmaktadır.

Cinsel taciz, yasak aşk ilişkisi vb haberlerin aslının olup olmamasının araştırılarak tepkilere neden olmadığı herkesçe bilinmektedir. Muhatap kişilerin hayatta kalsalar dahi psikolojik bir travma süreci yaşayacaklarını öngörmek de zor değildir. Kıskanç bir meslektaşın diğer meslektaşına yada komşunun komşuya bir anlık sinirle bile olsa dezenformasyon yapmak suretiyle zarar verdiğini ve çok defa facia ile sonuçlandığını en iyi bilenler genelde gazeteciler ve kolluk kuvvetleridir. Çünkü her facianın neden gerçekleştiğine dair verilere ilk onlar ulaşırlar. O yüzden bu değerlendirmelerime gazeteci dostlarımın katıldıklarından şüphem yok.

Dezenformasyon yasasını bir sansür yasası olarak göstermek bana oldukça ters gelmektedir. Bu yasanın önüne geçmesi beklenen iki sonucu vardır. Birincisi yanlış olup olmadığından emin olmadan bir haberi yapmamak, ikincisi kesinlikle yalan haber yapmamak. Bu ikisinin de faydası açıktır.

Sahte sosyal medya hesaplarından iftira boyutuna uzanan yayınların gencecik insanlarımızı intihara sürükleyen şantajları gördük. Art niyetli eş, dost, akrabanın kendi kanından insanlara dahi bunları yapabildiğini gördük. Saymakla bitmeyecek gayrı-ahlaki nice eylemlere şahit olduk. Sonuçta bunları yapanlar bir şekilde ispatlanmadığı takdirde serbestçe dolaşabilmektedirler. Toplum vicdanını sızlattığı gibi benzer eylemlere meyilli olanları da cesaretlendirdiğini de gördük.

Dezenformasyon yasasına siyasi amaçlar ile karşı çıkanları bir nebzede olsa anlayabiliyorum (katılmamakla birlikte) ama gündelik hayat sürekli siyasal alanı içermemektedir. Gencecik kız çocuğunuzun şizofren veya takıntılı bir tacizci tarafından dezenformasyon ile tehdit edilmesi gibi, mağrur aile babalarının kendi çocuklarının yüzüne bakamayacak şekilde iftiralara kurban edilmesini de vicdanlar kabul etmeyecektir. Olaylara siyasal bakmak her şey demek değildir. Bu nedenle sosyal medyadan sahte hesaplar ile (tipik FETÖ klasiği) cemiyet yaşamını tehlikeye atacak girişimlerin de önüne geçilmesinin en az siyaset kadar önemli olduğunun bilinmesi gerekir.

Öte yandan siyaset açısından bakıldığında da aslında pek haklılık görünmemektedir. Yalan yada yanlış olması haberin bir siyasi olay ya da kişi için yapılmasında da aynı etkiye sebep olmaktadır. Hatta daha da yıkıcıdır. Örneğin yıllarca “namuslu insanlar siyaset yapmalı” ifadesinin neden söylendiğini bir hatırlayınız. Namuslu insanların siyaset yapmak istememesinin bir nedeni olmalı o zaman? Bir göreve geldiğinizde hakkınızda yalan yanlış bir şeyler söylendiğinde şikayetlenir iseniz size akıl verenlerin ilk cümlesi nedir bilirmisiniz? Ben de yeni öğrendim bu cevabı. “Oooo hocam alışacaksın!”.

Nasıl alışılır bilmiyorum ama namuslu demeyelim (zira siyaset yapan namussuzdur anlamını da çıkarmak yalan- yanlış bilgi servis etmek isteyenler için bu çok kolay bir mantık olacaktır) alışık olmayanların siyaset yapmak istememesini net anlayabiliyorum. Yalan ya da yanlış haberlere alışmak ya da alıştırmak o diyardaki siyasetin yozlaşmasına yol açar. Bu nedenle suçlu olan siyasetçi değildir.

Velhasıl, dezenformasyon yasası kimlerin işine gelmeyecek diye bir baktığınızda ben tam destek vermek gerektiğine inananlardanım. Bu yazının sonunda biri benimle ilgili bir dezenformasyon yapmak isterse herhalde şu cümleyi seçecektir “Kent Konseyi Başkanının toplumu dezenformasyon yasasına destek adı altında sansürü normalmiş gibi göstermeye çalıştığı iddia ediliyor.”

Bu sondaki “iddia ediliyor” ifadesine dikkat edin. Karşılığı şu; tıpkı Cem Yılmaz’ın dediği gibi “ben değil bir arkadaşım” iddia ediyor. Bu şekilde bir dezenformasyonun Ceza Kanununda bir karşılığı yok. Ama ben gizliden gizliye hükümet adına görevlendirilmiş art niyetli bir adam olarak gösteriliyorum. Bunun bir cezası olmadığı için bir şey de yapamıyorum. Öyle ya “Hoca alış bunlara”. Ben pek alışamadım. Sizlerde çok alışmayın. Toplumsal hayatı geliştirmek için siyasal katılımınızı artırın. Bu tür yasalar da sizin siyasal hayata katılımınızı engellemeye çalışanları üzsün.

İskenderun’a ilk geldiğimde ilk öğrencilerim İskenderunlu gazetecilerdi. Hepsini ayrı ayrı seviyorum. Zira sağ olsunlar bana torpil yapıyor ve kıymıyorlar. Eğer onlar olmasa idi beni (İskenderunlu olmadığımı ileri sürerek) emin olun (dezenformasyon anlamında) dilim dilim doğrarlardı. Öte yandan ben siyaset de yapmıyorum, yapmayacağım ama bir kurumun başında iseniz siyasal hayatın dalgalarından kaçamazsınız. Sevgili İskenderun basın camiasına minnettarım. Ama herkes heryerde İskenderun kadar şanslı değil.

Empati en kolay karar yöntemidir. Kendinizi bir hayal edin yalan haber ile yıkılan kişi olarak. Kararınız netleşecektir.

 

Selam ve dua ile…

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.