Oralarda mevsim yaz mı? Bahar mı gelmiş memleketime? Bu aldığım koku, saçlarımın arasından, yüzüme gözlerime ruhuma dokunan limon çiçeklerinin kokusu; gelmesini beklediğim o günlerin, benim için doğmasını arzuladığım güneşin sıcaklığı mı yüzüme vuran? Tam da böyle bir an da çaldın kapıyı. Baharları getirdin. Sardı memleketimi yasemin kokusu. Penceremin önünde çiçek bahçeleri. Baktığım yerde, gördüğüm bahar. Geldi. Peki ben, olmam gereken yerde miyim? Bu pencereden baktığım için mi doğuyordu güneş?
Dört mevsim, yedi iklim, gece gündüz, en karanlık gece de. Ve yine geleceğini bildiğim o aydınlık yarınlar da bana amade olan sen miydin? Yoksa ben zaten kendime amade miydim?
Ne bülbüldeydi marifet, ne baharda, ne doğan güneşte ne pencerede ne de sende . Asıl olan bende .
Benim baktığım yerden, ben istediğim için o rüzgar öyle tatlı esiyordu, almak istediğim o çiçek kokusu okşuyordu gecenin sessizliğini. Ve şimdi yine ben istediğim için, gelecek misk kokulu yarınlarım. Hala buradayken, nefes alıyorken zamanı gelmedi mi? Kendini bulmanın, kendi hikayeni yazmanın…