Ekim ayında meydana gelen ve 42 işçinin öldüğü Amasra maden patlamasında iddianame ortaya çıktı. İddianamede, patlamaya sebep olan ihmaller, sorumsuzluk ve liyakatsizlikler sıralandı.
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim 2022’de 42 işçinin katledildiği, 10 işçinin yaralandığı patlamaya ilişkin iddianame hazırlandı.
Amasra Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında düzenlenen fezleke, Bartın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi. Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı, hazırladığı 195 sayfalık iddianameyi 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. İddianamede, patlamada 41 işçinin vefat ettiği, 1 işçinin de sevk edildiği hastanede 4 Kasım 2022’de yaşamını yitirdiği anımsatıldı.
Müdür ve başmühendislere 1062 yıla kadar hapis istemi
8’i tutuklu 23 şüpheli hakkında hazırlanan ve 116 müştekinin yer aldığı iddianamede, tutuklu bulunan Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu ve Başmühendis Mehmet Tural hakkında 42 kez “olası kastla öldürme” suçundan toplam 840 yıldan 1050 yıla kadar, 4 kez “olası kastla yaralama” suçundan da toplam 4 yıl 16 aydan 12 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Bu 4 zanlının iki suçtan toplam 844 yıl 16’şar aydan 1062’şer yıla kadar mahkumiyeti istenen iddianamede, diğer 4’ü tutuklu 19 şüphelinin ise “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 2 yıl 8’er aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezasına çarptırılması talebinde bulunuldu.
‘İşçilerin kıyafetleri aleve dayanıklı değil’
İddianamede, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Başkanlığı Bursa Test ve Analiz Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından hazırlanan bir rapor kullanıldı.
Müdürlük, kullanılmamış maden işçisi kıyafeti üzerinde deney yaptı ve kıyafeti test etti. İşçilerin giydiği kıyafetlerin kopma, yırtılma, birim alan kütlesi, yıkama sonrası boyut değişimi gibi kriterlere uygun olduğu ancak ısı ve aleve karşı koruma, alev yayılma, alevli döküntü ve alevli yanma kriterlerine uygun olmadığı ortaya çıktı. Bilgiler iddianamede yer aldı.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Marmara Araştırma Merkezince hazırlanan analiz raporunda ise Oksijenli Ferdi Kurtarıcı (OFK) mercek altına alındı. Maske cihazlarının üzerinde üretim tarihi olarak Kasım 2015 yazdığı, cihazların tek vardiyalı kullanımda raf ömürlerinin uygun olduğu, ancak iki vardiyalı kullanılmaları halinde raf ömrünü doldurdukları belirtildi. İddianamede, cihazların kullanılabilir durumda oldukları, içerideki bileşenlerin cihazın teknik dokümanında tarif edilenlerle aynı olduğu ve bu halleriyle kullanıma hazır olduklarının belirtildiğine işaret edildi. İddianamede, şunlar kaydedildi:
“İçerik analizleri değerlendirildiğinde kullanılan kimyasalların oksijen üretimi için uygun nitelikte olduğu, 494 numaralı numunenin başlatıcısının çalıştırılmasıyla ortaya çıkan gaz karışımı üzerinde gerçekleştirilen kromatografik ve spektroskopik analizler sonucunda bu gaz karışımının uygun ve solunabilir nitelikte olduğu, analiz sonuçları dikkate alındığında rastgele seçilen numunenin bir OFK cihazında olması gereken özelliklerde olduğu, üretici firma tarafından yayınlanan dokümanda verilen bilgilere göre, nem göstergesine göre OFK kutusunun sızdırmazlığı sağladığı yönünde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.”
‘İhale alan şirket gereğini yapmadı’
İddianamede, havalandırma tertibatı modernizasyonun 2015’te yasal zorunluluk haline geldiği, müesseseye ödenek tahsis edilen 2018 yılındaki denetleme raporlarında modernizasyonun gerçekleştirilmesi için bildirimin yapıldığı, 2022’de düzenlenen denetim raporlarında bir kez daha ikaz edildiği, 24 Aralık 2021’de ihalesinin gerçekleştirildiği aktarılarak, şöyle devam edildi:
“İhaleyi alan firmanın taahhüt ettiği 180 gün içerisinde taahhüdünü gerçekleştiremediği, ek süre verilen firmanın gerekli makine, teçhizat ve kurulumun aşama aşama tamamlanması için tarih verdiği, belirtilen tarihlerde de işin başlamadığı ve 14 Ekim 2022 tarihinde Amasra Kömür İşletmesinde maden patlamasının gerçekleştiği, maden işlerinde havalandırmanın hayati önem taşıdığı, buna ilişkin alımların normal usullerle yapılmasından kaynaklanan gecikmelerin insan hayatına yönelik tehlikeleri barındırdığı anlaşılmıştır.”
‘Usta çırak ilişkisi ile yönetildi’
“Amasra Kömür İşletmeleri Müessesesinin genel işleyişine bakıldığında, kural ihlallerinin yaygınlığı ve denetimsizliğin işletmede disiplinsizliğe neden olduğu” görüşüne yer verilen iddianamede, “teknik donanım, verilerin bilimsel olarak değerlendirilmesi, analizi ile bilimsel odaklı anlayış yerine bu anlayıştan uzak usta-çırak tecrübesi ile yönetildiği” değerlendirmesi yapıldı.
İddianamede, mevcut mevzuatın bu anlayışa göre esnetildiği ya da yok sayıldığı belirtilerek, şu tespitler aktarıldı:
“Eksik işçi ve mühendis sayısı, mühendislerin her işin başında olmadığı gibi karar sürecinin dışında olmaları, güvenli mesafenin geçilerek dinamit patlatmaya müsaade edilmiş olması, metan ve karbonmonoksit değerlerinin ikaz ve alarm sınırlarını geçmesine rağmen uygulanacak prosedürde tereddüt yaşanması ya da uygulanmaması, vardiya listelerinde olmayanların yer altında çalışıyor olması ve hatta hayatını kaybeden 5 işçinin farklı vardiya işçisi olması, resmi izin dışında istirahat verilmesi, bozuk havalandırma cihazı olmasına rağmen aynı mahalde dinamit patlatmasına devam edilmesi, dinamit patlatmalarından sonra patara denilen o anki ihtiyaç durumuna göre göreceli olarak karar verilen birkaç dinamit lokumu kullanılarak dinamit patlatması yapılması, izleme merkezi gibi hayati önem taşıyan bir yerde gaz sensörü ikazlarına yeterince önem verilmemesi, el dedektörü kayıtlarında yüksek tehlikeli gaz seviyelerinin zaman içerisinde kayıtlarda yer almasına rağmen gerekli analizin yapılarak herhangi bir tedbirin alınmaması hususlarının yönetimsel eksiklik ile ihmallere neden olduğu ve meydana gelen patlamayı kaçınılmaz kıldığı anlaşılmıştır.”