METEOROLOJİ Genel Müdürlüğü verilerine göre; Hatay’ın da içinde bulunduğu, Türkiye’nin 7 bölgesinde ‘olağanüstü kuraklık’ yaşanıyor.Kış aylarında yeterli yağışın olmadığı ve hava sıcaklıklarının normalin üstünde seyrettiği Hatay’daki Yarseli Barajı’nda her geçen gün su kaybı yaşanıyor.Bereketli toprakların bulunduğu Amik Ovası’ndaki üreticiler de kuraklığın getireceği sonuçlardan dolayı, ürün yelpazesinde değişikliğe gideceklerini belirtiyor.2020 yılını kuraklıkla kapattıklarını, yıl içinde yağan yağmurların yeterli olmadığını ve sıcaklıkların mevsim normallerinin üstünde seyrettiğini dile getiren Antakya Ziraat Odası Başkanı Mehmet Muzaffer Okay, gelinen son noktanın iç açıcı olmadığını belirtti. Sonuçların, çiftçiyi tarımsal alanda su sıkıntısı ve münavebelerle karşı karşıya bırakacağını gösterdiğini aktaran Okay, “Temenni ederiz ki, 2021 yılında bunları yaşamayız fakat şu anki mevcut verilere baktığımızda maalesef kötü bir sonun yaklaştığını görmekteyiz. Bu, ciddi bir sorun ve maalesef bu Türkiye’nin sorunu değil, bütün dünyanın sorunu iklim değişikliği. Fakat en çok etkilenen illerden biri de Hatay olacaktır. Şimdiden biz çiftçilerimizi uyarıyoruz. Burada tabi hükümetimize düşen en büyük görev, barajların bir an önce tamamlanması, altyapıların bitirilmesi ve çiftçilerin suya kavuşmasıdır. Zannediyorum ki, yetkililer bunun için ciddi bir çalışma içindeler. En kısa zamanda barajların tam anlamıyla tamamlanmasını bekliyoruz. Çiftçinin ve ülkemizin kuraklıkla karşı karşıya kalmaması, üretimden kopmaması için ciddi yatırımların yapılması gerekmektedir” diye konuştu. Kuraklığın bu şekilde devam etmesi durumunda, üreticinin ürün yelpazesinde ciddi anlamda değişikliğe gidebileceğini belirten Okay, “Aşırı su isteyen bitkilerden, şartların zorluğu nedeniyle kopma yaşanacaktır, bu da değişik bitkilere bizi yönlendirecektir. Kuraklık, çiftçilerimizde ve üreticilerimizde ciddi anlamda korkuya yol açmaktadır. Ovamızda yer altı suları ile sulama yapılmaktadır. Reyhanlı barajı ve Tahta köprü barajı, ana gövdeleri bitmiş olmakla beraber, sulama sahasına suyu götürecek hatların henüz yapılmaması sıkıntı yaratmakta. Eğer su kaybı, kuraklık yaşanırsa bütün çiftçilerimiz derin kuyulara yönelecek. Orada da karşımıza çıkan en büyük sorun elektrik ücretlerinin yüksekliğidir. O zaman da çiftçi ister istemez üretimden kaçacaktır. Bu da ülkemiz, çiftçimiz ve insanlarımız için çok da iyi bir sonuç doğuracağını düşünmüyoruz” dedi. Yarseli Barajı’ndaki su kaybından dolayı tedirgin olduklarını ve her geçen gün suların azaldığını söyleyen Abdullah Çoban da, “Barajın suyu çok azaldı, hayvanlarımızı sulayacak bir yer kalmadı. Daha öncede kıyıdan hayvanlarımızı sularken, şimdi su çok çekildi. Eğer böyle devam ederse, iki yıla kalmaz ne biz ne hayvanlarımız suya doymaz. Kuyularda da su kalmadı. Bizim kuyumuz vardı, önceden 2-3 tanker su çıkarırdık, şimdi yarım tanker çıkarmıyor” dedi.