Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı’nın ardından açıklamalarda bulundu. Erdoğan, “Salgın sebebi ile gönlümüzce bir bayram idrak edemediğimiz açıktır. Dünyanın tamamıyla birlikte ülkemizi esir alan salgın musibetine karşı verdiğimiz mücadelenin tek amacı 84 milyon insanımızın her birinin sağlığını korumak, geleceğini güvence altına almaktır. Vefat sayısının 45 bine dayandığı, on binlerce insanımızın yoğun bakımlarda sıkıntılı günler geçirdiği, yüz binlerce insanımızın hastanelerde tedavi gördüğü, 5 milyon vatandaşımızın bu illete maruz kaldığı ortamda başka türlü hareket etmemiz mümkün değildir” dedi.
Ramazan ayı boyunca uygulanan kısmi ve tam kapanma sayesinde salgının yeniden büyük ölçüde kontrol altına alındığını kaydeden Erdoğan, kademeli normalleşme takviminin ilk etabını oluşturan mayıs ayının kalan günleri ile ilgili esasların İçişleri Bakanlığınca duyurulduğunu hatırlattı. Sokağa çıkma kısıtlamasının hafta içi saat 21.00 ile sabah 05.00 saatleri arasında süreceğini kaydeden Erdoğan, “Hafta sonu ise mayıs ayı sonuna kadar sokağa çıkma kısıtlaması devam edecek. Şehirler arası seyahatler, sokağa çıkma kısıtlaması olmayan saatlerde serbestçe yapılabilecek, diğer saatlerdeki yine izne tabi olacak. Anaokulu, kreşler açılacak diğer eğitim-öğretim kademeleri ile ilgili süreç daha sonra belirlenecektir. Genelgede yer alan bu huşuların temizlik, maske, mesafe kurallarına uygun hayata geçirilmesini istiyoruz” diye konuştu. Kabine toplantısında ikinci normalleşme adımının ayrıntılı şekilde ele alındığını bildiren Erdoğan, “Önümüzdeki günlerdeki gelişmelere göre bu konudaki uygulama esaslarını milletimizle paylaşacağız. Ay sonuna kadar olan süreçte vaka sayılarını daha aşağıya çekmek için milletimizin kademeli normalleşme tedbirlerine hassasiyetle uyumunu özellikle rica ediyorum” diye konuştu. Aşı tedarik programına hız verildiğini aktaran Erdoğan, öğretmenler başta olmak üzere riskli grupların bir an önce aşılanması için çalışıldığını belirterek, “Salgının üstesinden ancak hep birlikte hareket edersek gelebiliriz. Belirlenen tedbirleri hayata geçirirken uygulamalar insanlarımıza eziyet olsun diye değil bu sancılı, sıkıntılı, maliyetli dönemi bir an önce geride bırakmak için milletimizin önüne konulmaktadır. Bu konuda zamanında etkin tedbirleri almayan ülkelerin daha sonra nasıl bedeller ödediğini görebiliyorsunuz. Türkiye böyle bir bedel ödemeden süreci yönetebildiyse bunu vakitlice aldığımız tedbirlere ve milletimizin ortaya koyduğu dirayete borçluyuz“ dedi.
Salgının süresi uzadıkça tahammülün azaldığını, sabırların tükendiğini söyleyen Erdoğan, “İnşallah en zorunu geride bıraktık. Bundan sonra eskisi gibi kapsamlı kısıtlayıcı tedbirlere ihtiyaç olmayacağını ümit ediyorum. Bir müddet daha dikkatli ve ihtiyatlı gitmek zorunda olduğumuzu ifade etmek mecburiyetindeyiz. Salgının başından beri gösterdikleri gayret için salık çalışanlarımıza, mülki idare emniyet ve jandarma teşkilatlarımıza, vefa gruplarında görev alan kamu personeline süreçte görev alan herkese şahsım ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Devlet ve hükümet olarak ortaya koyduğumuz samimi ve fedakar gayretin şahidi milletimizin ta kendisidir. Salgın ve vefat sayısı yükseldiğinde ‘niye tedbir almıyorsunuz’ diye ortalığı velveleye veren, tedbirler uygulanırken ‘neden insanların hayatını bu kadar sınırlıyorsunuz’ edasıyla ortaya çıkanla olduğunu görüyoruz. Bu zihniyetin yaptığı her şeyden önce insanımızın sağlığına, hayatına , geleceğine salgınla mücadelede görev üstlenen herkese saygısızlıktır. Hiçbir sorumluluk üstlenmeyip, elini asla taşın altına koymayıp sadece klavye ve ekran silahşörlüğü ile ortada gezenlerin asıl niyetlerinin ve hesaplarının farkındayız. Bunun için biz sadece milletimize bakıyoruz. Sadece milletimizin hakkını, hukukunu, aşını korumanın mücadelesini veriyoruz. Gerisi lafügüzaftır, teneke gürültüsüdür, salgından çıkar devşirme gayretidir. Milletimiz bizim ne yaptığımızı, neyi niçin yaptığımızı gayet iyi biliyor“ dedi. Salgınla mücadele ederken sağlık ve güvenlik hizmetlerinde olduğu gibi sanayi ve tarım üretiminde lojistikte, ihracatta en küçük bir aksamaya yol açmamak için çalışıldığını bildiren Erdoğan şunları söyledi: “Bu sayede salgın döneminde dünyada büyümeye devam edebilen nadir ekonomilerden biri olduk. Kısıtlamalardan etkilenen sektörlere maaş, kira ve gelir desteği, Vergi ve prim ödemeleri, hatta ötelemelerini de yaptık. Vergi ve primle ilgili adımların yanında kredi kolaylıkları ve taksit erteleme gibi her türlü kolaylığı gösterdik. Turizm sektörümüzü ayakta tutmak için ayrıca çalıştık, çabaladık. Her kesinden ihtiyaç sahibi vatandaşımıza çeşitli kalemlerde hibe ödemeleri yaptık. Merkezi yönetim bütçesinden yaptığımız harcamalar şimdiden 79 milyar liraya ulaştı. Bu rakam yıl sonunda 104 milyar lirayı bulacak. İlaç tıbbi malzeme ve sağlık personeline ek ödeme, tarım üreticilerine kredi desteği temin ettik.” Yaklaşık 645 bin emeklinin maşının bin 500 liraya çıkarıldığını ifade eden Erdoğan, “Bu süreç içinde dezenformasyon yapmıyorlar mı. Bazı konvansiyonel medyada, görsel medyada dezenformasyon yapanları da görüyoruz. Bunlarda haya edep söz konusu değil. Esnafımıza verdiğimiz kira ve ciro desteğinden 1 milyon 200 bin vatandaşımız yararlandı. Vergi indirimleri ile devletin 26 milyar lirayı bulan alacağından vazgeçerek pek çok sektöre destek olduk. Kısa çalışma ödeneğinden 3 milyon 768 bin işsizlik ödeneğinden 1 milyon üzerinde nakdi ücret desteğinden 2 milyon 806 bin vatandaşımız yararlandı. Bu desteklerin tutarı şimdiden 55 milyar lirayı bulmuştur. Haziran sonu itibariyle 67 milyar liraya ulaşacaktır. Sosyal destek programlarıyla 5 milyon üzerinde haneye doğrudan nakit yardımı yaptık. Merkezi yönetim bütçesi ile birlikte tüm bu nakdi ödemelerin tutarı şimdiden 134 milyar lira olarak gerçekleşirken bu rakam haziran sonu 181 milyar lirayı bulacaktır. Bankacılık sektörümüzün esnaflarımıza Kobilerimize, ihracatçılarımıza ve vatandaşlarımıza verdikleri kredileri, kredi garanti fonu vasıtasıyla kolaylaştırdık. Bugüne kadar 400 bine yakın firmanın 8 milyon vatandaşımızın 848 bin esnafımızın faydalandığı uygun maliyetli kredilerin toplamı 315 milyar lirayı aşmıştır. Tarım Kredi Kooperatiflerinin esnafların, mükelleflerin vergi ve sigorta pirimi ödemeleri ile borç yeniden yapılandırmalarıyla her kesimden insanımızı rahatlattık. Bugüne kadar 206 milyar lirayı bulan borç ertelemelerinin tutarı yıl sonunda 219 milyar liraya ulaşacaktır. Salgının başladığı günden bu yana toplamda 661 milyar liralık kaynağı insanımızın emrine vermiş olduk” dedi.
“Bu hibe programıyla salgın tedbirleri nedeniyle işlerine ara veren esnaflarımıza iki grup halinde destek olmayı amaçlıyoruz. Birinci gurupta kahvehane, kafe çay bahçesi gibi yerlerle okul ve personel servisleri, düğün salonları, öğrenci yurtları, kantinleri kırtasiyeler, internet kafeler, hamamlar, lunaparklar gibi işletmeler yer almaktadır. Toplamda 235 bine ulaşan aşan bu işletmelere bir defaya mahsus 5 bin liralık hibe ödemeleri yapacağız. Destek vereceğimiz ikinci gurupta ise, bakım, onarım, tamirat , kaporta işleriyle uğraşanlar, seyyar satıcılar, sıhhi tesisatçılar, hırdavatçılar , müzisyenler, oto yıkamacıları, kuru temizlemeciler, oyuncakçılar, kozmetik hediyelik eşya satıcıları, camcılar, çilingirler, bakırcılar, kalaycılar, ayakkabıcılar, konfeksiyoncular, tuhafiyeciler, zücaciyeciler, kurs işletmecileri yer almaktadır. Bu gruba daha önceki destek ödemelerinden yararlanan lokantalar, pastaneler, dondurmacılar, terciler, berberler, taksici minibüsçü ve otobüsçüler ile pazarcılar dahil. toplamda 1 milyon 150 bini aşkın işletmemizi kapsayan bu guruptaki vatandaşlarımıza bir defaya mahsus 3 bin lira hibe ödemesi vereceğiz. 1 milyon 384 binden fazla esnaf sanatkarımıza 4 milyar 622 milyon liralık bir kaynağı karşılıksız olarak veriyoruz. Salgından etkilenen tüccar sanayici büyük şirketler için nefes kredisi adı altında yeni bir adım atıyoruz. Detayları Hazine ve Maliye Bakanlığımız tarafından açıklanacak. Ramazan ayı boyunca 180 bin ton patates ve kuru soğanı üreticilerden alarak ihtiyaç sahibi ailelere dağıttıklarını, üreticilerin elinde bulunan çeltiğin tonunu da fiyatını yeniden belirleyerek TMO stoklarına dahil ettiklerini hatırlatan Erdoğan, “Bu yıl dünyada ve ülkemizin bazı bölgelerinde yaşanan kuraklık sebebiyle bazı ürünlerin rekoltelerinde nispeten azalma olacağı anlaşılmaktadır. Mevcut stoklarımız ve yeni mahsul ile birlikte hububat ve bakliyatta ülkemizin kendi ihtiyacını karşılama noktasında herhangi bir sıkıntısı olmayacaktır. Kuraklıktan zarar gördüğü belirlenen çiftçilerimizin Ziraat Bankasına veya Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçları da ertelenecektir. Üretim maliyetleri ile iç ve dış piyasalardaki gelişmeleri de dikkate alarak belirlediğimiz 2021 yılı alım fiyatları şu şekildedir:
TMO’nun geçen yıl ton başına bin 650 lira olan sert ekmeklik alım fiyatını 2 bin 250 liraya, geçen yıl ton başına bin 275 lira olan arpa alım fiyatını da bin 750 liraya yükseltiyoruz. Bakliyat alım fiyatlarımız ise ton başına kırmızı mercimekte 5 bin lira, yeşil mercimekte 4 bin 150 lira, nohutta ise 4 bin 50 lira olarak belirlenmiştir. Ayrıca ortalama verimler dikkate alınarak ton başına hububatta 275 lirayı, bakliyatta ise 910 lirayı bulan prim ve destekler verilerek üreticilerimizin giderlerine katkı sağlanacaktır. Açıkladığımız alım fiyatları diğer kamu kurumları için de referans fiyat olarak, farklı fiyatlandırma yapılmayacak, aynı şekilde kabul edilecektir” diye konuştu. Çay üreticileri için de alım fiyatlarını açıklayan Erdoğan, “Geçen yıl 752 milyon tonun üzerinde çay alımı yaparak destekleme ile birlikte toplamda 2 milyar 760 milyon lira ödeme gerçekleştirildi. Bu yıl için yaş çay alım fiyatı kilo başına 3,87 liraya, destekleme ile birlikte 4 liraya yükseltilmiştir. Çiftçilerimizden tek isteğimiz bir karış toprağı dahi boş bırakmadan ekmeleri, biçmeleri, üretmeleridir” şeklinde konuştu.