Hatay Barosu, kadın cinayetlerine karşı sessiz kalınmaması gerektiğini vurgularken, kadınların yaşamını tehlikeye atan erkek adalet pratiklerine karşı mücadele etmeye devam edeceklerini belirtti. Baro’nun yaptığı açıklama şöyle: “Hegemonik erkek iktidarının çeşitli biçimleriyle kuşatılmış durumdayız. Soykırımlar, savaşlar, ekonomik krizler, her tarafı saran cinsiyetçi ve kadın düşmanı politikalar karşısında, bölgemizdeki on üç baronun kadın hakları merkezi/komisyonu ile birlikte, kadınların yaşamını tehdit eden erkek adalet pratiklerine karşı mücadelemizi sürdüreceğimizi yineliyoruz.
Yeni adli yılın ilk haftasını geride bırakırken, kadınların hukuk karşısındaki durumunu ve kadın meslektaşlarımızın maruz kaldığı şiddet ve ayrımcılığı gözler önüne sermek istiyoruz. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre sadece Ağustos ayında 33 kadın cinayeti ve 24 şüpheli kadın cinayeti işlendi. Yıl boyunca günde en az 5 kadın cinayeti basına yansımış durumda. Kadına şiddetin cins kırım boyutuna ulaştığı, şiddeti önleyici ve koruyucu tedbirlerin etkin uygulanmadığı, ihbarda bulunan kadınlara ulaşılmakta geç kalındığı ve beyanlarının dikkate alınmadığı görülüyor. Mahkemelerde ve kolluk birimlerinde kadınlara kendi anadillerinde tercüman desteği sağlanmıyor. Kadın avukatlara yönelik saldırılar, tehditler ve ayrımcılık artarken, bilgi ve becerilerine karşı ayrımcı tutumların hemen her kurum ve kuruluşta mevcut olduğunu belirtmek isteriz. Kadın cinayetleri davalarında eksik delil değerlendirmeleri, haksız tahrik indirimleri ve toplumsal cinsiyet rolleri göz önünde bulundurularak yapılan mağdur suçlayıcılığı ile cezasızlık politikaları uygulanmaya devam ediyor. Bu sebeple, hukuk sistemimiz bizleri koruyabilecek durumda değil ve her birimiz tehdit altındayız. Örneğin, şiddet failine karşı kadını koruyacak elektronik kelepçe tedbiri, 26.08.2024 tarihinde Senem Kıvrık’a karşı işlenen cinayeti önleyebilirdi. Yetkililerin bu verilere ve kadınların yaşam hakkı mücadelesine karşı bilinçli bir körlük içinde olduğunu biliyoruz. İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatmak için mücadelemizi sürdüreceğiz ve hiçbir kazanımımızdan vazgeçmeyeceğiz.”