Atatürk’ün Hatay’ın Kurtuluşunda Silahsız Savaşı: Diplomasi’ konulu konferans İSTE Merkez Kampüs, Barbaros Hayrettin Konferans Salonu’nda düzenlendi.
Atatürk’ü Anma Etkinlikleri ve Atatürk Haftası kapsamında düzenlenen konferansa İSTE Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Konferansı veren Öğr. Gör. Dr. Yahya Yılmaz sunumunda;
“Ölümünün 81. yıldönümünde Devletimizin kurucusu, Milletimizin öncüsü Mustafa Kemal Atatürk’ü ve onun şahsında Türk tarihi boyunca bu millete katkı sağlamış, yol göstermiş, bütün devlet adamlarımızı ve Vatanımız için şehit ve gazi olan bütün kahramanlarımızı saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz. Şu bir gerçektir ki, birisini sevmek, onun bizim için yaptıklarıyla doğrudan alakalıdır. Atatürk elbette bu ülke için çok şey yapmıştır fakat özelde Hatay için yaptıklarını bilmek çok daha anlamlı olacaktır. Atatürk’ün Hatay için vereceği savaşın başlangıcı İskenderun’un işgal edildiği gün Suriye’de bulunan müttefik komutanına çektiği protesto telgrafı ile başlamıştır. Bu başlangıç Hatay’ın kurtuluşuna kadar devam edecektir. Mustafa Kemal çok stratejik bir hamle yaparak, anlaşmaya bu bölgede özel bir yönetimin kurularak, Türk varlığı ve kültürünün korunmasını, aynı zamanda resmi dil olarak Türkçe’nin kullanılmasını kabul ettiriyordu. Ama bunun ne büyük bir kazanç olduğunu ilerleyen süreçte çok net göreceğiz. Hatay meselesi, 1936 yılından sonra dünyanın değişen şartları ve Türkiye’nin içinde bulunduğu durum itibariyle değişmeye başlamıştı. Bu tarihe kadar Türkiye’nin kuruluş süreci ve devamında daha hayati meseleler, Hatay Meselesinin çözümüne imkân vermemişti. Bu her ne kadar meselenin unutulduğu anlamına gelmese de, halli için sorun ön plana çıkartılmamıştı. Sorunun ön plana çıkması, Atatürk’ün iç ve dış sorunların halledildiği ve Avrupa’daki siyasal yapının, sorunun çözümüne uygun duruma geldiği kanaatine varması ile yeniden gündeme gelecekti. Atatürk; “…Milletimizi gece gündüz meşgul eden başlıca büyük bir mesele, hakiki sahibi öz Türk olan ‘İskenderun–Antakya’ ve havalisinin mukadderatıdır. Bunun üzerinde, ciddiyet ve katiyetle durmaya mecburuz” sözleriyle bu meselenin ne kadar önemli olduğunun altını çizer. Atatürk’ün bu konuşması Türkiye’de olduğu kadar İskenderun ve Antakya kamuoyunda da büyük tesir yapmıştı. Bu tesiri bildiren 16 Kasım 1936 tarihli MAH (Milli Emniyet Hizmetleri) raporunda Atatürk’ün bu nutkunun Hatay ile alakalı bölümünün 5000 adet basılarak dağıtıldığını ve birçok Hataylı Türk’ün bu kartpostalları büyüterek altın yaldızlı çerçevelerle evlerine astıklarını bildiriyordu. Doktorlarının Atatürk’e “Yataktan kalkmamalısın” dedikleri zaman Hatay konusunda sıkışan diplomasiye yeniden yön vermek için Mersin ve Adana’ya gitmiştir. Atatürk, bu endişeleri gidermek için olacak, geçiş resmini ayakta izleyen fotoğrafının bir gün sonraki Hatay’da çıkacak olan Atayolu gazetesinde yayınlanmasını ister. Öyle de olur, fotoğraflar Atayolu’nun 25 Mayıs 1938 tarihli nüshasında, “Atatürk’ten Hataylıları Selâm!”, başlığı ile yayınlandı. Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki, Dünya menfaat çatışması içinde Türkiye kuruluşundan itibaren daha barışçıl olmuş ve Atatürk bunu bir ilke haline getirmiştir. Bu pasif bir dış siyaset ve diplomasi anlamına hiçbir zaman gelmez. Zira hiçbir baskı veya zorlamaya karşı boyun eğmedi, karşı durmasını bildi. Bütün bu nedenlerle Allah askerimize zeval vermesin. Bir kez daha Atatürk’ü ve bütün kahramanlarımızı saygıyla ve hürmetle anıyoruz” şeklinde konuştu.
Sunumun ardından İSTE Mustafa Yazıcı Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyesi Dr. Şehrinaz Gündüz, Öğr. Gör. Eren Kaysar ile Konservatuvar öğrencilerinden Muhammet Oğuz ve Özhan Doğnuloğlu’nun hazırladığı ‘Atatürk’ün Sevdiği Şarkılar Konseri” icra edildi.