Hatay’ın Samandağ ilçesinde bir araya gelen kadınlar, Suriye’de Alevi toplumuna ve kadınlara yönelik şiddete karşı güçlü bir mesaj verdi: “Zulme sessiz kalmayacağız, direneceğiz, örgütleneceğiz, dayanışacağız.” Hatay’ın Samandağ ilçesi, Suriye’deki kadınlara ve özellikle Alevi toplumuna yönelik süregelen saldırılara karşı kadınların yükselttiği çığlığa sahne oldu. Suriye İçin Kadın İnisiyatifi öncülüğünde gerçekleşen buluşmaya çevre illerden de katılım oldu. Kadınlar, mezhep temelli katliamlara ve kadın bedeni üzerinden sürdürülen şiddet politikalarına karşı yürüdü. “Suriye’de kadınlar yalnız değildir” sloganıyla yürüyüş düzenlendi. Samandağ PTT önünde bir araya gelen kadınlar, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Yaşasın kadın dayanışması” gibi sloganlarla yürüyerek tepkilerini dile getirdi. Suriye’nin kuzeyinde kontrolü ele geçiren HTŞ’nin uyguladığı baskılara dikkat çeken kadınlar, bu sistematik şiddetin sadece bir halkın kimliğine değil, aynı zamanda kadın bedenine, belleğine ve kültürel hafızaya yöneldiğini vurguladı. “Katliamlar coğrafya değiştiriyor ama zihniyet aynı kalıyor”
Kadınlar, Suriye’deki Alevilere yönelik saldırıların tarihsel bir sürekliliğe sahip olduğuna dikkat çekerek, “Koçgiri, Dersim, Maraş, Madımak, Suruç, Gazi… Bu katliamlar hep aynı zihniyetin ürünüdür” dediler. Açıklamada, erkek egemen anlayışın savaşlarda kadın bedenini bir savaş ganimeti olarak gördüğüne ve şiddeti araçsallaştırdığına vurgu yapıldı. “Erkek ideolojisi kadın bedenini hedef alıyor” Kadınların açıklamasında, savaşların değişen aktörlere rağmen kadınlara yönelik şiddetin hep sabit kaldığına dikkat çekildi. Özellikle Bosna Hersek, Êzidî toplumu, Kürt ve Alevi kadınlarının yıllardır militarist zihniyetin hedefinde olduğu vurgulandı. “Tecavüz, kaçırma ve işkence” gibi uygulamalarla kadınların sistematik olarak yok edilmek istendiği ifade edildi. “Katliama sessiz kalmak, suça ortak olmaktır” Kadınlar, Suriye’deki katliama göz yumanlara da sert sözlerle seslendi. Dersim, Maraş, Roboskî, Şengal gibi yerlerde yaşananlara sessiz kalanların bugün de aynı tavrı sürdürdüğünü söyleyen kadınlar, “Bu sessizlik sürdükçe öfkemiz büyüyor” mesajını verdi. Ayrıca, HTŞ lideri Colani’nin Türkiye’de devlet protokolüyle ağırlanması da eylemde protesto edildi. “İnsani yardım koridoru acilen açılmalı”
Eyleme katılan kadınlar, uluslararası kurumlara ve özellikle Birleşmiş Milletler’e, Suriye’deki sivillerin korunması için acil adımlar atma çağrısında bulundu. Alevi halkı için bir insani yardım koridoru açılmasının artık kaçınılmaz hale geldiğini belirttiler. “Diğer krizlerde gösterilen hız, bu sefer neden yok?” sorusu yöneltilerek çifte standarda dikkat çekildi. Eylem, Virginia Woolf’un “Bir kadın olarak benim ülkem yoktur, tüm dünya benim ülkemdir” sözleriyle sona erdi. Kadınlar, dünyanın neresinde olursa olsun aynı anlayışla mücadele edeceklerini ve dayanışmayı büyüteceklerini ilan etti. Kadınlar, savaşların ve erkek egemen sistemin karşısında durmaya kararlı olduklarını bir kez daha gösterdi.