Gelişim Hastanesinin başarılı uzmanlarından Op. Dr. Halil Mert Bahadır, kadınların korkulu rüyası olan meme kanseri ile ilgili aydınlatıcı bilgiler verdi. meme kanseri vakalarının her 8 kadından birinde görüldüğüne dikkat çeken Op. Dr. Bahadır “Kadınlarda en sık görülen kanser tipidir. Türkiye’de her yıl 25 bin kadına meme kanseri teşhisi konulmaktadır. Erken tanı ve tedavide son yıllarda kaydedilen önemli gelişmeler sayesinde meme alınmadan bu hastalıktan kurtulmak mümkün hale gelmiştir. Bu hastalık için risk faktörleri; İleri yaş, Aile hikayesi (Birinci ve ikinci derece akrabalarda ortaya çıkmış olması), Bazı ailesel kanser sendromları, Erken adet görmek, geç menopoza girmek, Obezite, Alkol, sigara, hareketsiz yaşam, Radyoterapi (ışın) tedavisi görmüş olmak, Doğum kontrol hapları olabilir. Kanserin belirtileri arasında, Ele gelen ağrısız, sert yapılı, hareketsiz, düzensiz sınırlı kitle İki meme arasında şekil ve boyut farklılığı gelişmesi, Meme cildinde kızarıklık, morluk, çekinti, ödem Meme başında renk değişikliği, kabuklanma, çöküntü, Meme başından kanlı veya kansız akıntı ve Koltuk altında ele gelen şişlikler sayılabilir” dedi.
Meme kanserinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu, ancak teşhiste geç kalınmaması gerektiğini belirten Op. Dr. Halil Mert Bahadır, “Erken teşhiste; kendi kendine yapılan meme muayenesi, yıllık genel cerrahi uzmanı muayenesi ve 40 yaşından itibaren yıllık mammografi kontrolü çok önemlidir. Şüphelenilen kitlelerden iğne/doku biyopsisi yapılması altın standart yöntemdir. Bu sayede kitlenin iyi huylu veya kötü huylu olup olmadığı, kötü huylu ise hangi tipte olduğu ortaya konulur. Tedavide öncelikle hastalığın yayılımı ve evresi değerlendirilir. Erken evrede yakalanan meme kanserinde meme alınmadan tümöre direk müdahale edilebilmektedir. İleri evre meme kanserinde meme alınsa bile aynı seansta yeni bir meme (protez) yapılabilir” şeklinde konuştu.