İstanbul’da İsrailli gruplara yönelik saldırı için Türkiye’ye gönderilen İran menşeli hücrenin, İstanbul’da tasarladığı 2 sansasyonel eylemin son anda engellendiği öğrenildi. Hedefteki kilit isimlerden birinin İsrailli emekli başkonsolos Yosef L.S. ve beraberindeki yakını olduğu öğrenildi. Yürütülen soruşturma çerçevesinde 16 Haziran Perşembe günü Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) takibindeki İran menşeli bir suikast hücresine, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü birimlerince Beyoğlu’nda bir otelin de aralarında olduğu çok sayıda hedefe peş peşe baskın yapılmış, Türkiye’de İsrailli gruplara yönelik saldırı hazırlığı yaptıkları ileri sürülen İran istihbaratının yönlendirdiği şebeke üyeleri, silahlarla birlikte yakalanmıştı. İddialar ile ilgili soruşturma çok yönlü olarak devam ederken, operasyona ilişkin elde edilen ayrıntılarda, Türkiye’ye girişlerinden itibaren MİT mensuplarınca ‘gölge’ gibi takip edilen sabotaj timinin hedefinde, hareket halindeki İsrailli turistlerin ve eski ya da yeni diplomatik kimliğe sahip temsilcilerin yer aldığı tespit edilmişti. Emekli diplomat ve eşi İstihbarat biriminden gelen somut uyarıları göz ardı etmeden harekete geçen emniyet güçleri, suikast hücresinin Türkiye’deki İsraillilere yönelik çok kritik iki saldırıyı son anda önlediği ortaya çıktı. Hücre üyelerinin ilk hedefinin geçmişte İsrail adına birçok misyonda görev yapmış emekli başkonsolos Yosef L.S. ve yanındaki birinci derece yakını olduğu öğrenildi. Suikast timinin sonraki hedefinde ise hareket halindeki İsrail kökenli turist kafileleri olduğu saptandı. Beyoğlu’nda saldırı timindeki kişilerle aynı otelde kaldığından habersiz olan Yosef L.S. ve ile yakını, film gibi bir operasyon ile kurtarılarak ülkelerine gönderildi. Hücre üyeleri silahlarla birlikte etkisiz hale getirilirken, suikast timinin başka hedefler arasında kim ya da kimler olduğu henüz açığa kavuşmadı. Söz konusu eylemin ne zaman planlandığına ve 13 gündür sorgulanan şüphelilerin kimliklerine dair daha detaylı bilgi paylaşılmadı. Hücre üyelerinin planı deşifre olurken, hedefe konan emekli diplomat Yosef L.S. ve yakını hakkında güvenlik kaygıları gerekçe gösterilerek daha fazla ayrıntı aktarılmadı Son yıllarda İran’ın nükleer ve askeri tesisleri ile yüksek mevkilerdeki bilim adamları ve askeri yetkililere yönelik çok sayıda suikast ve sabotaj eylemi gerçekleştirildi. Son olarak Devrim Muhafızları’nın üst düzey subaylarından, ölümünden önce adı az duyulan isimlerden (Devrim Muhafız Ordusu) DMO’nun 840’ıncı birliğinde görevli Albay Hasan Said Hüdai’nin 22 Mayıs’ta öldürülmesinin ardından suikasttan Tel-Aviv’i sorumlu tutan Tahran, misilleme arayışına girmişti. Suriye ve Irak’taki İran güçleri üzerindeki rolü nedeniyle kilit konumda bulunan Hüdai’nin ölümü, iki ülke arasındaki yükselen tansiyonu zirveye çıkarırken, İran cephesinden İsraillilere yönelik ‘misilleme’ tehdidi gelmişti. Öte yandan İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Saeed Khatibzadeh, geçtiğimiz günlerde kişisel sosyal medya hesabından konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, İsrail’in ‘saldırı’ iddialarını ‘gülünç’ olarak nitelendirmiş, Tel Aviv’in Ankara-Tahran ilişkilerini bozmayı amaçlayan yaklaşım içinde olduğunu savunmuştu. İstanbul Terörle Mücadele Şubesinde yaklaşık iki haftadır sorgulanan suikast hücresine mensup şüphelilerin, bugün ya da en geç yarın savcılığa sevk edilmeleri bekleniyor.