İngiltere’de siyasi parti kuran Türk iş insanından, Türkiye’ye özgü yönetim modeli önerisi:
“Demokrasi, siyasi partilerin vesayetinden kurtarılmalıdır”
İngiltere’de başarılı bir ticari yaşantısı olan, akabinde Reform 2000 adı altında bir parti kurarak siyasete atılan Türk iş insanı Erol Başarık, Türkiye’nin farklı yönetim modelleriyle muassır medeniyetler seviyesine hızlı bir sıçrayış yapabileceğini söyledi. Başarık ile yaptığımız özel röpörtajı aynen yayınlıyoruz: “Türkiye için tavsiye edeceğim model hükümet istikrarını sağlayacağı gibi bir nevi seçim barajının yerini alarak, klasik demokrasinin anti demokratik zararlarını ortadan kaldırılacaktır. Bu model bir kısım milletvekillerinin siyasi parti yoluyla değil de halk içinden doğrudan seçilmelerini sağlayarak Atatürk’ün “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” sözünün gerçekleşmesine de yardımcı olacaktır. Egemenlik bir kişinin inhisarında hiç olmamalıdır. Demokrasiyi siyasi partilerin vesayetinden kurtarmak gerekir. Yeni yapılacak anayasada aşağıda anlattığım demokrasi modeli yer alırsa bu vesayet ortadan kalkacağından bütün dünyanın da takdir edeceği, kıskanacağı bir yönetime kavuşmuş oluruz. Bu modelin tartışılmaz amaçları vardır: TBMM’sinden dış güçlerin baskısını kaldıracaktır. Demokrasi özgürlüğün ve bağımsızlığın sigortası olacaktır. Siyasi istikrarı sağlayacağından seçim barajına gerek kalmayacaktır. Lider sultasına son verecektir. Antidemokratik kanun çıkarılması önlenecektir. KHK’lerin çıkarılması önlenmiş olacaktır. İktidar partisinin muhalefet üzerinde baskı kurmasını, faşizme yönelmesini ortadan kaldıracaktır. Muhalefetin haklı olarak meclise verdiği soru önergesi, gensoru, genel görüşme, meclis araştırması, meclis soruşturması yollarıyla denetleme yetkisinin kullanmasının reddi önlenmiş olacaktır. Parlamento sistemini güçlendireceğinden meclisin gereksiz konularla vakit kaybı önlenecektir. Ön seçim kanunu çıkarılacaktır. Milletvekili dokunulmazlığı kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılacaktır. Meclis, çalışan, üreten, halkın beklentileri olan kanunları hızla çıkarıldığı dinamik hüviyetiyle olması gereken en yüksek saygıyı hakkıyla kazanacaktır. Meclis hak kontrolü altında çalışacaktır. Bu model belediye meclislerine de başarıyla uygulanabilir. Süper demokrasi diye adlandırdığım yeni model her türlü darbenin esas nedeni olan hükümetlerin verdiği sebepleri ortadan kaldıracağından darbe konusunu bir daha açılmamak üzere tarihe gömecektir. Meclisin üçte iki milletvekili normal seçimle belirlenirken, üçte biride milletin aslını temsilen çeşitli mesleklerden ismini yazdırmış bağımsız adaylar arasında yapılacak önseçim sonucu “HALK MECLİSİ” adıyla meclisteki yerlerini alacaktır. Örneğin meclis sayısı 550 ise bunların 180’si halk meclisi oluşturacaktır. Bunların görev süreleri hakları ve maaşları diğer milletvekilleriyle aynı olacak ve fakat 4 yıl yerine sadece 2 yıl olacaktır. Bunların lider sultasından uzak gerçek demokrasinin temsilcileri olarak bireysel fikirlerle hükümetten değil halktan yana tavır alacakları şüphesizdir. Başarılı görünen 180 halk meclisi üyesi yılsonunda biten göreve ismini tekrar listeye koyabilir. Bütün adaylar yüz kızartıcı bir hükümden mahkumiyetinin olmaması gerekir. Seçilen adayların Türkiye’de hiçbir partiye kayıtlı olmaması, kaydı varsa en az bir yıl önceden sildirmiş olması gerekir. İngiltere de demokrasi ilk başladığında partiler yoktu. Bağımsız seçilen adaylar seçilip meclise girdikten sonra partileşme olurdu”
Projenin detaylarına değinen Başarık, “Bu listede yut dışında 20 yıldan fazla bir süre yaşayan, üniversite mezunu ve bulunduğu ülkenin lisanını çok iyi konuşabilen adaylar olacaktır. Bunlar 180 kişilik halk meclisinin 30 üyesini teşkil edecektir. Değişik mesleklerden; her kesimden 10 üye olmak üzere 150 kişi daha seçilecektir. Örneğin hukukçular, profesörler, doktorlar öğretmenler, mimarlar, dizaynırlar, medya mensupları, işçi sendikaları, endüstride çalışanlar, esnaf, çiftçi, sanatkarlar, emekli subaylar ve diğer emekliler. Adaylar sendikalarca belirlenir. Yeni süper demokrasi projesinde iki meclis bir arada halk adına meclise göz kulak olan halk meclisi ile çalışma içinde olacaktır. Diğer bir örnekle açıklarsak, İngiltere ve Amerika’daki mahkemelerde juri heyetini oluşturmak üzere halk arasından seçilerek göreve getirilen heyete benzetebiliriz” şeklinde konuştu. Belediye meclislerinin kamu yararına hizmetler üretebilmesi ve yolsuzluklara müsamaha gösterilmemesi için gereken tedbirlere de değinen Erol Başarık, “Yeni demokrasi modeli bir ülkenin parlamentosuna uygulayabileceği gibi aynı model başarıyla belediye meclislerinin yapılanmasında da şüphesiz büyük yararlar sağar. Hemen bütün ülkelerin belediyelerinde görülen yolsuzlukların azalması sağlanacaktır. Partili meclis üyeleri yerine şehircilik uzmanı olabilecek mimar ve mühendislerin veya toplanan vergilerin yerinde harcandığını kollayan ve gözeten hesap uzmanlarının ekonomistlerin belediye meclislerinde görev alması ideal olacaktır. Eger siyasi parti temsilcileri de olsun istenirse iktidar ve muhalefet partilerinden eşit sayıda meclisin yarısını oluşturacak bir katılım olabilir. Partiler demokrasinin vazgeçilmez örgütleri olmakla beraber demokrasiyi en çok zedeleyen bir kuruluş olduğunun da altını çizmek hatalı olmayacaktır. Elinde kuvvet bulunduran kişi veya grupların iyi niyetle hareket ettiğini görmekte zorluk çektiğimizi üzüntüyle görmekteyiz özellikle lider sultasının açıkça etkili olduğu toplumlarda büyük çoğunluk sağlayan partiler sadece demokrasiyi değil hukuku da ezmektedir. Liderlere ve siyaset adamlarına meydanı boş bıraktıran keyfi davranışlara iten büyük yetkilerini azaltmak şüphesiz demokrasinin gücünü artırır. Günümüzdeki demokrasinin pratikle işleyişini gözden geçirmenin zamanı çoktan gelmiştir. Eğer bir millet cahil bırakılmış çağın gerisinde kalmışsa veya bir başka ülkenin esaretine boyun uzatmışsa o ülkenin kapıları faşizme diktatörlüğe ve hukuksuzluğa ardına kadar açıktır. İki meclisi bir arada barındıran Aktif Demokrasi Birliği bu yıkıcılıkları önleyici rol oynar. Meclisin ilk önce kazanması gereken iki unsur: Saygı ve güven olmalıdır. Milli menfaatlerimizi savunacak bir hükümete kavuşmayı hedef almalı, küresel güçlerin talimatıyla siyasete ve ekonomiye yön vermektense, kendi iç dinamiklerimizle çizeceğimiz yol haritasını takip etmeliyiz. Atatürk’ün dediği gibi “Hangi ülke vardır ki yabancıların talimatıyla yükselmiştir” Demokrasi her insanın hakkı olan özgürlük yönetimidir. Yeni Demokrasi Modeli sadece Müslüman dünyasına değil, Batı demokrasilerine, hatta ‘Demokrasinin Beşiği ’ olarak büyük şöhreti olan İngiltere’ye dahi yarar sağlayacak güzelliktedir. Günün sonunda lider sultasının etkisi az veya çok bütün demokrasilerde görülmektedir. Günümüz Türkiye’sinin adeta kurularak çalışırcasına yaşlanmış, lider sultasına boyun eğmiş, dış güçler tarafından yönlendirilen demokrasinin yerini alacak, yukarıda önerdiğim Halk Meclisinin de yer alacağı yeni ve fakat gerçekten İleri (SÜPER) Demokrasi Modelini bütün dünyaya da iftiharla sunabilir. “Süper Demokrasi” düşüncesi Orijinal özelliğe sahip bir Güçlendirilmiş Parlamento istikrar sağlayacağından Meclisin çalışmasını rahatlatır. Günümüz demokrasilerine dinçlik katacak bir modeldir.
