Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yahya Kemal Avşar, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) süreci sonrası yöresel ürünlere yoğun ilgi beklediklerini belirtti.
Avşar, yaptığı açıklamada, salgın sürecinin tarım ve üretim politikalarını yeniden gözden geçirme konusunda önemli fırsata dönüşeceğini söyledi.
Salgının ülkeye “kendi kendine yeterlilik” konusunu öğrettiğini ifade eden Avşar, “Aslında insanoğlunun nüfus artışı ile gıda üretimi arasındaki bu sıkıntı, 19. yüzyıl civarından beri bilinen bir gerçek. O günden beri de artan nüfusun nasıl doyurulacağı konusunda sürekli tarım alanında iyileştirmeler, çalışmalar yapıldı. Ancak bir şeyi gözden kaçırdık ki bu küreselleşme esnasında işin ayağının öyle olmadığını gördük.” dedi.
Akıllı telefonlarla insanoğlunun karnının doymayacağını belirten Avşar, gereksiz harcamalarla sarsılan bir toplumla karşılaştıklarını dile getirdi.
Avşar, coğrafi işaret çalışmalarıyla yerli tohum ve yöresel ürünlerin sayısının arttığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Tescil çalışmaları ve yöresel ürün sayısındaki artışın, salgın sonrası daha da fazlalaşmasını bekliyoruz. Salgın süreci sonrası hayati şeylere daha çok önem verilecek. Kendi içimize dönmek zorundayız. Kendi bahçemize, kendi ahırımıza döneceğiz. Bu da karşımıza yerli tohum, geleneksel ve yöresel ürünleri çıkaracak. Çünkü bizim mutfağımızda ve bahçemizde bunlar var. En iyi bildiğimiz şeyi yapacağız. En iyi bildiğimiz şey ne? Bize atalarımızdan kalan miras.”
Bundan sonra yöresel ürünlerin daha çok üretilmesi gerektiğini anlatan Avşar, küçük bir krizde dahi yerli ürünlerin alınıp tüketileceğini belirtti.
Yerli üretimin önemine değinen Avşar, şunları kaydetti:
“Örneğin bu bölgenin Ardahan balı, Kars kaşarı, Van otlu peyniri ve daha nicelerini alıp tüketeceğiz. Çünkü en iyi bildiğimiz bunlardır. En iyi bildiğimize tekrar dönmek zorundayız. Atalarımıza teşekkür etmek ve şükran içinde olmalıyız ki bu tohum ve bu üretim tekniklerini yüzyıllar sonrasına, yani bugüne kadar bize taşıyabildiler. Dolayısıyla sıkıntıya düştüğümüz anda başımızı sokacağımız, yardımımıza koşacak olan şey, geçmişten bugünümüze getirdiğimiz yöresel ürünlerimiz olacaktır.”